Yazar Karaağaç: Mucizelerle Yaşadım

Türkiye’de bir marka haline gelen ve bu yıl 13. kere kapılarını açan Kocaeli Kitap Fuarı’nda birbirinden değerli müellifler ve okurlar bir ortaya geldi. Kitap fuarının son gününde Karamürsel Alp Salonu’nda gerçekleştirdiği söyleşisinde, çocukken ve gençken içine kapanık, utangaç biri olduğunu anlatan Karaağaç,  “Ben mucizelerle yaşadım. Daima kitap okudum. Allah, insanı kırıldığı yerden çiçeklendiriyor. Hayatın akışına bırakmak lazım bazen. Çaba edelim ancak teslim olalım. Arkadaşlarımın teşvikiyle yazmaya, sonra radyoculuğa başladım. Bugünlere geldim. İnsan çok hoş, harika ve sürprizlerle dolu bir varlık. Eksikleriyle de hoştur. Bunu kendime bakarak öğrendim” diye konuştu.

“FİLİSTİN HER VAKİT OLACAK”

Yazar Karaağaç konuşmasında İsrail-Filistin savaşına da değinerek, “Filistin her vakit olacak, Allah parıltısını tamamlayacak. Hiç bir şey yapamıyorsak dua edelim, kaygılarıyla dertlenelim. İsrail’den, Gazze’ye bombalar atılıyor. Çocuk ve bayanlar bölgeyi boşaltırken tırın üzerine bomba attılar. Medyada, İsrail güya bir olaya maruz kalmış da bombalıyor üzere bir hava estiriliyor” tabirlerini kullandı. 

“FABRİKA AYARLARINA DÖNMEMİZ LAZIM”

İnsanların duyarsızlaştığını ve olağan dışı olayları bile çabucak kabullenebildiğini vurgulayan Karaağaç, şunları kaydetti; “Gazze’de beşerler ölüyor, fotoğraflara bakıyor geçiyoruz. Demek ki masa üzere beşerler da cansız. İnsan bir şey hissetmeli, insan olduğunu bilmeli. İbret alamıyoruz. Fabrika ayarlarımız üzere olsaydık farklı bir dünya olurdu. Beşerler çok yalnızlaştı, kişiselleşti o yüzden kalbi katılaştı. Kimi şeylerden feragat etmek, insani kıymetlerimize geri dönmemiz gerekiyor.” İnsanların hoşluklarla buluşması gerektiğine işaret eden Karaağaç, “Dünyayı hoşluklar kurtaracak. Lakin hoşluğun gelmesini beklememek, uğraş etmek lazım. Hoş ve yeterli beşerlerle, uygun şiirlerle, düzgün sohbetlerle kendimizi ve çocuklarımızı doyurabilirsek, ufak tefek sapmalar olsa da insanca yaşayabiliriz. İnsan konuştukça ıskalıyor. Çok konuşmaktan ıskalar hale geldik. Biraz susmamız lazım” diye konuştu.

“HAYATIMIZI İSLAM’A NAZARAN ŞEKİLLENDİRMELİYİZ”

Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Vazifelisi Doç. Dr. Yasin Pişgin, “Emrolunduğun Üzere Dosdoğru Ol” bahisli söyleşide okurlarıyla buluştu. Karamürsel Alp Salonu’ndaki söyleşisinde Pişgin, her Müslüman’ın Allah’ı ve Peygamberini yeterli bilmesi ve tanıması gerektiğini vurgulayarak, “Tanımazsak bilemeyiz, yeterli bir Müslüman olamayız. Eşinizi, ailenizi tanımazsanız sevemezsiniz. Allah’a yaklaşırsak doğruluruz, uzaklaşırsak eğrilir” dedi.

“YOLUN SONUNDA ALLAH BİZİ BEKLİYOR”

Yaşamın bu dünyadan ibaret değil olmadığını, vaktin bizi vefata, mevtin de Allaha götürdüğünü anlatan Pişgin, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Hayatımızı, Allah’ın ve Resulünün çizdiği istikamete nazaran düzenlemeliyiz. Allah’a ve ahiret gününe iman ediyoruz lakin Allah’ın ve Peygamberinin dediklerini tam olarak yapmıyoruz. İmanımızı yenileyip güçlendirmeliyiz. Üzerimizdeki elbise nasıl eskiyorsa imanımız da eskir ve yenilememiz gerekir. İnançlarımız eskiyor, güncellememiz gerekiyor. Hayatımızı İslam’a nazaran şekillendirmeliyiz. Mukadderat ve kazaya iman, Allah’a tevekkül çok kıymetli. Bütün zevkler, cümbüşler nimetler geçecek, yani bütün acılar musibetler, meşakkatler bitecek. Yolun sonunda Allah bizi bekliyor. Allah kendisine nasıl gelmemizi istiyorsa, O’na o denli gitmeliyiz. Kelamımız, gözümüz, yüzümüz ve özümüz müstakim yani hakikat olmalı.”

“BİZİ İÇ ANADOLU’YA HAPSETMEK İSTEDİLER”

Karamürsel Alp Salonu’nun konuğu Müellif Beyazıt Akman, “Atatürk: 100’üncü Yılda Cumhuriyet’in Romanı” başlıklı söyleşisinde, Osmanlı devrinin son yılları ile Çanakkale, Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı ve ulusal çabada yaşanan kıymetli hususlara değindi. Kitabında, Cumhuriyeti, kurucu yıldız takımıyla birlikte anlatmaya çalıştığını, 100. yılına denk gelmesinden ötürü da memnun olduğunu tabir eden Akman, “100 yıl evvel bu topraklar işgal altındaydı. İngilizler, Fransız ve İtalyanlarca işgal altındaydı. Öteki yandan Sovyetler, Ermeni çeteler.. Bizi İç Anadolu’ya hapsetmek ve küçük bir devletçik haline getirmek istediler. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, milletin takviyesi ile emperyalistlere gereken karşılığı verdi. Cumhuriyet kolay kurulmadı” diye konuştu.  Mustafa Kemal’in asker kökenli olan babası Ali İstek Efendi ve annesi Zübeyde Hanım son derece dindar ve vatansever bir aile olduğunu belirten Akman, “Atatürk asker olmasaydı çok düzgün bir bilim insanı, matematikçi olurdu. Mustafa ismini de matematik hocası vermişti esasen. Çilekeş bir hayat yaşadı. 7 yaşında yetim kaldı, kardeşi vefat etti. Matematik strateji demektir. Strateji ve askeri dehasını bir ortaya getirerek, Çanakkale’de büyük bir muvaffakiyet elde etti” dedi.

“CUMHURİYET, EMPERYALİSTLERE BAŞKALDIRMAK DEMEKTİR”

Yazar Beyazıt Akman, konuşmasında şunları kaydetti; “İngilizler ve Fransızlar dünyanın her yerini sömürgeleştirmişler. Tarihe meydan okuyan yalnızca Türklerdir. Çanakkale ve ulusal çaba ile bağımsızlığımı kazandık. Sömürge devleti olmadık. 29 Ekim’de Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız. Cumhuriyetin manası, bu coğrafyada, emperyalist sömürgeci devletlere başkaldıran ve teslim olmayan bir millet olmamızdır.”

“KİTAP OKUMAK VAKTE DEĞİL, NİYETE BAĞLIDIR”

Yazar Sinan Yağmur, “Gönül Almak Hatır Saymak” başlıklı söyleşisinde okurlarıyla bir ortaya geldi. Karamürsel Alp Salonu’ndaki söyleşisinde küçükken babasının kendisine sevgi ve ilgi göstermediğini belirten Yağmur, “Babam beni sevmiyor diye düşünüyordum. Reşat Nuri Güntekin’in “Acımak” isimli kitabını okumaya başladım. Kitapta çocuk, annesi ve ananesinin kışkırtmasıyla babasından nefret etmeye eder. Sonradan babasının görünmeyen acılar, meşakkatler çektiğini anlar. Ben de bu kitabı okurken kendimi ve babamı görüyordum. O kitap sayesinde babamın görünmeyen yüzünü gördüm. Yoksa babamdan daima nefret edecektim” diye konuştu.

“BABAMA BAKIŞ AÇIM KİTAP OKUYUNCA DEĞİŞTİ”

Geleneklerin babaya sert olmak, çocuğunu kucağına alıp öpüp sevmemek üzere bir rol biçtiğini aktaran Yağmur, “Baba, kızı gelin sarfiyat, ağlayamazdı. Babalar, çocuklarını uyurken saklı bilinmeyen severdi. Ne çocuk sevildiğini anlardı ne de baba sevgisini yaşayamazdı. Anneler ‘akşama baban gelince görürsün’ sıkıntısı. Baba berbat bir imajdı. Şimdiki babalar baba değil, babişko.. Baba da insan hüznü var sevinci var. Kitabı okuyunca ben babama haksızlık yaptığımı anladım. Utandım. Babam beni seviyordu lakin toplum baskısı nedeniyle bunu göstermiyordu. Gittim baba beni seviyorsun ancak söylemedin ben senden cesaretli davranıyorum seni seviyorum dedim, sarıldım öptüm ve kaçtım. Annem bana babanın birinci sefer ağladığını gördüm dedi. Babamın ağlamasına müsaade vermemişlerdi. Baba olduğumda babamı daha âlâ anladım” biçiminde konuştu.

“İSLAM VE TÜRK DÜNYASININ EN BÜYÜK İSRAFI ÇOCUKLARIMIZ”

Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çocuklar Eğitim Vakfı Genel Lideri, üretimci ve muharrir Kemal Tekden, Karamürsel Alp Salonu’nda, “Yer Üstü Hazinelerimiz: Üstün Yetenekli Çocuklar” bahisli söyleşi gerçekleştirdi. “Yer üstü zenginliklerinin değerini bilmeyen toplumlar yer altındaki hazinelere sahip çıkamazlar” diyen Tekden, üstün zekalı çocukların özellikleri ve eğitimleri konusunda bilgiler sundu. Amerika’ya gittiğinde, Hollywood ve beyin göçü konusunda ABD’nin iki büyük gücünün olduğunu fark ettiğini anlatan Tekden, “Biz de bu alanlarda çalışıyoruz. Çocuklarımızı en güzel halde yetiştirip, önlerini açmak istiyoruz. Yer üstü hazinelerimiz dediğimiz çocuklarımızı bu iki ögeyle kaybediyoruz. Her çocuk bizim kıymetlimiz hazinemiz lakin çocukların üstün zekalı ve hünerini görmemiz, keşfetmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu. 

“7 MİLYON YAHUDİ, 2 MİLYAR MÜSLÜMANA BAŞ TUTUYOR”

İslam ve Türk dünyasının en büyük israfının çocuklar olduğunu vurgulayan Tekden, “Yirmi milyon Yahudi bugün dünyaya baş tutuyorsa, 2 milyar Müslüman susuyorsa nedeni budur” dedi.

“DİRİLİŞ ETUĞRUL ÇOCUKLAR İÇİN BİLGİSAYAR OYUNU OLUYOR”

Aynı vakitte Diriliş Ertuğrul dizisinin imalcisi olan Kemal Tekden, “Diriliş Ertuğrul’u çocuklar için bilgisayar oyunu haline getireceğiz. Bu husustaki çalışmalarımız sürüyor. Ayrıyeten elimizde ona yakın dizi ve sinema projesi var. Ekonomik imkânlar el verdiğinde hayata geçireceğiz” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı